KYY; Finlandiya’dan, zamanın ötesinden sesleniyor!
2016’nın benim için en heyecan verici albümlerinden biri Finlandiya’lı black metal grubu Kyy’ın ilk albümü “Beyond Flesh – Beyond Matter – Beyond Death” idi. Yaşadığımız ülkenin “ölüm” ile bu kadar içli dışlı hale gelmiş olmasının yanı sıra, albümün mükemmel bir ruh barındıran şarkı diziliminden atmosfer yaratımına kadar insanı alıp götüren yapısı da bunda etkili oldu. Zira yanılmadım çünkü Kyy sene sonu geldiğinde sadece yeraltından değil, Metal Hammer’dan iTunes’un yılın en iyi yeni grupları seçkisine kadar birçok yerde kendinden söz ettirmeyi becerdi. Türkiye’deki yeraltı tayfasından da bir üye barındıran grup ile kısa ama öz bir röportaj yaptım. Kendi istekleri üzerine grubun kadrosuna ve isimlere girmiyorum ama zaten onları müzikleri ile keşfetmek üzere buradasınız. Bu yüzden röportajın sonundaki linklere ilgi gösterin. Buyurun bakalım, “Kyy” ne demekmiş;
İlk soru en tipik olan, “Kyy” ne anlama geliyor?
Kyy, Fince “engerek yılanı” demek.
Tamam, şimdi daha az tipik bir soru; albümdeki intronun adı olan 358’in anlamı nedir ve bu introyu nasıl kaydettiniz?
358, İbranice’deki “Nachash” ( engerek yılanı ) kelimesinin gematrik değerine denk geliyor. Çok eski bir arkadaşımız olan Contortus tarafından kaydedildi. Albüm için 30-40 saniyelik bir introya ihtiyacımız vardı. Contortus’a intro hakkındaki fikirlerimizi ve vizyonumuzu anlattık. Sonuç harikaydı ve albüme bunu koymaya karar verdik.
2015’de bir EP ve 2016’da bir albüm kaydettiniz. Bu kayıtların en etkileyici tarafı bence, bugünlerdeki retro kuyusunun içine düşmeden black metal ve uç metal tarihinde bir zaman yolculuğu gibi duyulmalarıydı. Hem Celtic Frost hem de Beherit’i barbarik bir soundla çiğ, ilkel bir punk ritminin altında duyabilmek mümkün. Sizi bu tarzı yaratmaya iten, bu şarkıları bize sunmaya iten neydi? Kyy’ın var oluşunun arkasındaki hikaye nedir?
Övgü dolu sözlerin için teşekkürler. Çok uzun zamandır satanik bir black metal grubu için kadro oluşturmak istiyordum. Bunun için tek gereken doğru insanlardan oluşan kadronun bir araya gelmesiydi. Davulcumuz M.J. ve müziğin de çoğunu yazan gitaristimiz M.P. ile çok uzun yıllara dayanan bir arkadaşlığımız vardı. Bu süreçte onlara nasıl bir black metal yaratmak istediğim hakkındaki fikirlerimi anlattım ve bu konuda çok iyi anlaştık. 2013’de grubu kurmaya karar verdik ve EP’deki şarkılar yazıldıktan sonra diğer gitarist E.V. ve basçımız J.S.’nin katılımıyla bu şarkıları kaydetmeye karar verdik.
İlk albümünüz “Beyond Flesh – Beyond Matter – Beyond Death” konsept bir albüm mü? Özellikle favori şarkılarım olan “Legio Serpenti” , “Panta Rhei” ve “Destroying Tiphareth”in sözlerinin nelerden bahsettiğini çok merak ediyorum
Albüm tematik olarak konsept bir albüm değil ama şarkıların bir çoğundaki sözler birbiriyle bağlantılı aslında. Kısaca açıklamak gerekirse, sözlerin çoğu Necrosophic bakış açısı ile yazıldı, çoğu ölümün yüceltilmesi ile ilgili. “Legio Serpentio” bir bağlılık yemini ama aynı zamanda sözlerde daha derin ve gizli anlamlar da yüklü. Sözleri herkesin okuyarak kendi bakışı ile değerlendirmesi gerekir. “Panta Rhei”, ölümün kabullenişiyle gelen özgürleşmeyi anlatıyor. “Destroying Tiphareth” ise ilkel çağlardaki kaos ortamına geri dönüş ile ilgili bir şarkı.
Çeşitli röportajlarınızda şarkıların çoğunun iki yıllık bir süreçte yazıldığını okudum. Bu albümle geçmişten kalan tüm şarkıları sunduğunuza göre yeni şarkılara başladınız mı, nasıl bir yönde ilerlemeyi düşünüyorsunuz?
Bir Norveç ve bir de Türk black metal grubu ile beraber 3 grupluk bir split yayımlamayı planlıyoruz. Eğer her şey yolunda giderse bu split’i 2017’de dinleyebileceksiniz. Her grup iki şarkıyla yer alacak. Bizim şarkılarımız EP ve albüm ile aynı tarzda olacak. “Yeni” bir şey denemek gibi bir planımız yok. Müziğimizi içimizden geldiği gibi, kalbimizden çıktığı gibi yaratıyoruz.
Albümde pek çok yeraltı grubunda olduğu gibi davulların vokal ve lead gitar kaydının arkasında kaybolmadığını, tam aksine çok güçlü bir şekilde, iyi çalımın da etkisiyle kendini duyurduğunu düşünüyorum. Kayıtta bu atmosferi nasıl yakaladınız?
Albümde, EP’de de beraber çalıştığımız yakın dostumuz E. Wuokko ile çalıştık. Beklentilerimizi çok iyi biliyor ve işinde müthiş başarılı. Onunla çalışmak çok iyiydi ve yeniden bir kayıtta beraber olmak için sabırsızlanıyorum. Ek olarak, grup içinde de herkes birbirinden ne beklemesi gerektiğini çok iyi biliyor. Kyy, aynı misyon üzerinde ortak bir vizyon ile buluşmuş 5 bireyin mükemmel birlikteliğinden oluşuyor.
“Beyond Flesh – Beyond Matter – Beyond Death” yeraltı dünyasından çok iyi eleştiriler aldı, aynı zamanda Rock Hard ve Metal Hammer gibi dergilerde de övgüyle karşılandı. Bunu bekliyor muydunuz?
Kişisel olarak bunu beklemiyordum. Tek söyleyebileceğim sanırım bu, albümü yaratırken iyi bir iş çıkardığımızın ve firmamızın da albümü tanıtırken iyi bir iş çıkardığının kanıtı.
Bildiğim kadarıyla henüz kuzey kıyılarının dışında hiç çalmadınız, dünyanın diğer yerlerinde çalmak için tur planlarınız var mı?
Şu ana kadar bir turne planı yapmamıştık ama yavaş yavaş bazı teklifler gelmeye başladı, dikkatlice plan yapmamız gerekiyor. Şu an için turneye çıkmak yerine festivallere ve daha büyük gruplar için açılış yapmaya odaklanmayı tercih ederim. Bizim ölçeğimizde bir grup için uzun turnelere henüz gerek var mı bilemiyorum. Bu arada 2017 için kesinleşmiş 4-5 konserimiz var bile. St.Petersburg ve Moskova’da iki Rusya konserimiz olacak Şubat ayında. Bunların ardından Yine aynı ay Helsinki’de Urfaust için, Mart ayında da İsveç’ten IXXI için açılışı yapacağız.
Bütün ürünleriniz CD formatında basılı durumda, ilerisi için LP ya da kaset formatında basılacaklar mı?
Albümlerimizi satın alan dinleyicilerimizin pek çoğu bu soruyu soruyor bize. Firmamızla EP ve albümün ikisinin de LP formatında yayımlanması konusunda anlaştık ama kaset için henüz bir fikrim yok. Bir noktada onları kasette dinlemeyi gerçekten isterdim aslında. Hala kaset satın alan birisiyim ara sıra ve kendi ürünlerimi bu formatta dinlemek harika olurdu.
Röportaj için teşekkür ederiz, umarım sizi bir gün Türkiye’de de canlı olarak izleriz, son sözlerinizi alalım?
Eski tayfayla İstanbul’da buluşup beraber çalmak mükemmel olurdu! AMSG!
