TBT #14: THE MOODY BLUES VE KOZMİK TINILI “IN SEARCH OF THE LOST CHORD”

Paylaş:
moody blues - paslanmaz kalem

1964 yılında kurulan The Moody Blues 1966 yılına geldiğimizde, önemsenmeyen, lokantalarda rhythm and blues parçaları yorumlayan ve daha kariyerlerinin başında “umutsuz vaka” olarak görülmeye başlamış bir topluluk haline gelmişti. Bir gece kulübü sahibinin grup elemanlarına, “Bir daha buraya gelmeyin, çocuklar. Mekânımda sahne alan, şu ana kadarki en kötü grup sizsiniz,” demişliği rivayet edilir. Grubun o günkü yeni üyesi gitarist Justin Hayward bu sözleri hazmedememiş, dönüş yolunda gözyaşlarına boğulmuştur.

moody blues 2 - paslanmaz kalemİki sene sonrasına, yani kozmik tınılı “In Search of the Lost Chord”un yayımlandığı 1968 senesine gelelim… The Moody Blues milyonlar satan ve tüm dünyayı turlayan bir gruptur artık.

R&B parçaları yorumlayan bir cover grubundan kozmik habercilere dönüşümleri prog rock hassasiyetini benimsemeleriyle gerçekleşmişti –grubun bu etiketi hiçbir zaman kabul etmediğini de mutlaka belirtelim. Prog ile bir bağ hissedip hissetmedikleri sorulduğunda, “Biz hiç kimseyle bir bağ hissetmiyoruz,” diye yanıtlamıştı Hayward. Üçüncü albümleri “In Search of the Lost Chord”daki kozmik dönüşümleri o dönemin eleştirmenlerini ikna edememiş olacak ki grubun Londra’nın lüks kesiminde yer alan evlerinde düzenli iş görüşmeleri düzenlediği ve dolayısıyla hiç “hip” ya da “cool” olmadıkları yazılıp çizilmişti. Oysaki o dönemin gerçek (!) karşı kültür kahramanları –The Rolling Stones, Pink Floyd, The Who, Eric Clapton vs. – daha o zamanlarda bile “En Zenginler” listelerinde ve gazetelerin dedikodu sayfalarında sık sık boy gösteriyordu. Bu esnada The Moody Blues ise bütün konserlerinde tam vaktinde sahne alıyor ve çok iyi çalıyordu. 1970 Isle of Wight Festivali performansları bunun bir göstergesidir: Grup stüdyoda yarattıkları, nakış gibi işlenmiş soundlarını sahnede bire bir icra ediyordu.

in search of the lost chord - paslanmaz kalem

Days of Future Past”teki orkestral denemelerinin ardından gelen “In Search of the Lost Chord” grubun kendine güveninin tavan yaptığının bir göstergesi niteliğinde. LSD gurusu Timothy Leary’ye bir saygı duruşu olan “Legend of a Mind”, “düşünme” ediminin en ideal yolculuk biçimi olduğunun iddia edildiği “The Best Way to Travel” ve George Harrison’ın Doğu mistisizmine hayranlığından bir tutam kendine de pay çıkaran “Om” en dikkat çeken şarkılar albümde. Albümde 33 farklı enstrüman kullanılmış ama tabii ki en ön planda olan ise prog rock sabiti melotron. Klavyeci Mike Pinder’ın bu aletteki ustalığı, armoni vokal kabiliyeti ve kontrpuan hassasiyeti The Moody Blues’a ayrıcalıklı bir statü tanıyor.

Bu makalenin linklerinden birine tıklayın ve hoparlörünüzden gelen soundla 60’lara ışınlanın. Babanızın ve annenizin yan odadan gelip yanınızda bitmesi ve “Bu sesler çok tanıdık,” demesi an meselesi.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.