DEPECHE MODE – En İyi 10 Şarkı

7) Strangelove
Kerem Onan: 80’lerin ikinci yarısında İstanbul’a yerleşmiş ve şehrin yerlisiyle ciddi uyum sorunları yaşayan bir pre-nerd olarak, çözümü serviste ve sınıfta yaptığım karışık kasetlerle insanları kafalamakta bulduğum doğrudur. İşte bu günlerde lojmanda beraber oturduğumuz Bilsay adlı bir arkadaşım, Run DMC, Queen, DJ Jazzy Jeff, WASP, Cinderella, Richard Marx gibi isimlerden oluşan çorba gibi kasetlerimden birinin karşılığında bana içinde Alan Parson’s Project ve Depeche Mode şarkılarından oluşan karışık bir kaset yapmıştı. Kasette yer alan ve Music For The Masses albümünde yer alan üç şarkı da beni yerle yeksan etmeye yetmişti (Behind The Wheel, Little 15, Strangelove). Dolayısıyla nakarat sonrasi synth dokunuşlarını kafama yazarak babama ilk org aldırmama sebep olan şarkıdır Strangelove. Gerçi ondan sonra o orgla bir halt yiyemedim ve onda çıkardığım melodilerden biri bugün adını bile hatırlamayacağınız bir Radical Noise öncesi rapcore projesinin beş şarkısından birinin nakaratı oldu, o da ayrı konu. Bana Janis Joplin ve Hendrix’i ilk dinleten insan olan babama şarkıyı dinlettiğimde verdiği tepkiyi hiç unutmuyorum; “Hmm ne güzel bir duygusuvar, pop değil de rock müzik gibi içten”.
Volkan Caner: Music for the Masses muazzam bir başyapıt. Black Celebration’dan sonra en sevdiğim ikinci albümleri. Ayrıca grubun efsanevi kadrosu ile yaptığı sondan iki önceki albüm. Ben Alan Wilder’lı dönemleri özlüyorum. Neyse… Bu albümü ilk dinlediğimde müzik zevkim ağırlıklı olarak doom metal ve türevi müziklerden oluşuyordu. Doom metalden farklı denizlere yelken açmamı sağlayan nadide bir eser. Baştan sona melankoli bombardımanı. Strangelove’a gelecek olursak… Karanlık pop şarkıları sıralamalarında zirveye oynar. Mükemmel synth kullanımı ve orgazmik beat’ler eşliğinde kendinizi puslu bir 80’ler diskosunda gibi hissedebilirsiniz. Dave Gahan’ın new wave dünyasına armağanı niteliğindeki vokalleri ise yine erotizmin doruklarında.






