PENTAGRAM Harbiye Açıkhava Akustik Konseri: “İyi ki varsın Pentagram!”

Paylaş:
Pentagram Harbiye Açıkhava 2017 Akustik Konseri - Paslanmaz Kalem

Köklü gruplarımızdan Pentagram’ın otuz senelik yolculuğu akustik albüm ve konserlerle devam ediyor. İlk turnede iki kez şahit olduğum konserlerin üçüncüsünü o günlerden beri heyecanlar içinde bekliyordum, çünkü o konserlerin içerikleri sonradan sosyal medyada paylaşılınca konser anında keyfine varamadığım anlar olduğunu fark etmiştim. Pentagram ve Harbiye Açıkhava Tiyatrosu’nu bir arada düşünmek bile insana heyecan veriyorken bir de bu konserin on dört yıl sonra gerçekleşecek olması heyecanını da ekleyerek heyecanıma heyecan katmıştım konser açıklandığı zaman. Çünkü Harbiye Açıkhava’ya ilk kez en sevdiğim grubu dinlemek için gidecektim. Hem de konserde sahne arkası görevlisi olarak…

3 Mart tarihinden beri albüm, konserler, Pentagram hakkındaki yazılar, videolar ve de son olarak albümün ikinci klibinde yer alacak olmam falan derken benim için harika bir beş ay geride kaldı ve bu durum devam edecek gibi… Zaten Paslanmaz Kalem’de bu konseri yazmak istememin bir sebebi de daha önce bu sitede Özgür Yılgür’ün albüm yazısını, Çağlan Tekil’in de turne hakkındaki yazısını okurken büyük keyif almamdan kaynaklanıyor. Umarım Pentagram Akustik serisini güzel devam ettirebilirim. Neyse şimdi konsere gelelim.

Konser hakkında zaten birçok şeyi bildiğim için sürprizler olmaz sanıyordum ve benim için asıl heyecan ilk başta daha çok sahne arkasında görev almak konusundaydı. Konser alanına, konser başlamadan yaklaşık altı buçuk saat önce gittik ve soundcheck esnasında grubu dinledik, setlist hakkında da kopya çekmiş olduk. Üç yeni şarkı eklenmişti, onlara birazdan geleceğim. Konsere az bir süre kala gelen davetlileri karşılama görevi için kapıdaydım ve orada gelen arkadaşlarımla ya da tanıdıklarla konser hakkında muhabbet edip heyecanımızı perçinlemeye devam ettik ve konser saati geldiğinde artık performansı izlemek için içerideydim.

Pentagram Harbiye Açıkhava - Gökalp - Murat - Ogün

Konser yine albümün açılış parçası olan ve piyanolu girişindeki gizem ile fırtına öncesi sessizliği yaşatan Apokalips ile başladı. Yeni düzenlemesiyle Apokalips cidden tam bir giriş şarkısı olmuş. MMXII albümünün kapanış parçasıydı üstelik. Pentagram sahnede yine tam kadroydu ve şarkıların sıralanışında dönemden döneme geçiyorduk. İkinci şarkı Murat İlkan ve Demir Demirkan’lı Anatolia albümünden 1000 In The Eastland oldu. Bu şarkıda biraz daha gaza gelmeye ve akustik konserde bile alttan alttan headbang yapmaya başlamıştık. Sonrasında yine Akustik albümünde yer alan şarkılardan No One Wins The Fight ve Uzakta ardı ardına çalındı. Bu şarkılardan ilki benim için albümün en iyisiyken, diğeri ise diğerlerine nazaran biraz daha geri planda kalmıştı. Sonrasında This Too Will Pass ve seyircilerin olumlu yönde büyük tepki gösterdiği Fly Forever’ın ardından sıra ilk sürprize geldi. Anatolia albümünden Behind The Veil çalındı, şarkının yıldızı Ozan Tügen oldu. Konser öncesinde setlisti kağıt üzerinde görsem en sevindiğim sürpriz bu olurdu, fakat düzenlenmiş halleri dinleyince daha iyi bir sürpriz vardı, ona geleceğiz birazdan.

Pentagram Harbiye Açıkhava Konseri - Cenk Ünnü

Ogün Sanlısoy tam bu sıralarda “Pentagram’ın akustiği de böyle oluyor, umarım yavaş yavaş ısınmışsınızdır.” dedi ama hangi şarkı arasında dedi onu hatırlamıyorum, affola. Behind The Veil sonrası ikinci klibin şarkısı Gündüz Gece geldi ve konserdeki ilk üçlü düet şarkısı olarak güzel bir etki yarattı, zaten ne diyebiliriz ki? Kelimeler kifayetsiz. Ben bir yandan elimdeki kamerayla çekimler yaptığım için sürekli başka yerlere geçip izliyordum ve bir türlü kendime yer beğendiremiyordum. Tam arkalara doğru giderken Kerem Özyeğen’in sahneye geliş anonsunu duydum. Mor ve Ötesi’ni de sevdiğim için güzel bir sürpriz oldu benim için ve Kerem Özyeğen’in sahneye gelmesi itibariyle Geçmişin Yükü çalındı. Kerem Özyeğen de dahil olunca kaç gitar oldu sayamamaya başladım ama bu durumdan şikayetimiz yoktu. Sıradaki şarkı Murat İlkan’ın “Pentagram ile birlikte söylemekten en keyif aldığım şarkılardan birisi” diye tarif ettiği For The One Unchanging olacaktı. Gerçekten de Murat İlkan için ve onu sevenler için bu şarkının yeri çok özel. Murat İlkan’ın diğer projelerinde de istisnasız duyuyoruz zaten bu parçayı. Anatolia’ya sıra geldiğinde seyircilerin içinde bazı kişilerden Şebnem Ferah istekleri duydum ama benim Murat İlkan sevgim ağır bastığı için -Şebnem Ferah’ı sevsem bile- böyle bir sürprize çok da hevesli olamadım açıkçası, nitekim şarkıyı Murat İlkan’dan dinledik, ardından da ikinci sürpriz It’s Dawn Again’i dinledik ve sıra geldi VW Arena konserinden beri bir sonraki konseri beklememi sağlayan In Esir Like An Eagle’a…

Evet şarkıyı albümdeki versiyonuyla da çok sevdim ama konserdeki Murat İlkan & Gökalp Ergen ikilisinin nakarattaki uyumu beni benden almıştı. Bu konser tamamen o ana odaklanacaktım ve o an geldiğinde eşlik edip bağırmaktan belime kramp girdi, o derece. Bu olayın bir benzeri de birkaç parça sonra Lions In A Cage’de yaşanacaktı. Bundan sonra sıra sözleri ve müziğiyle bence en iyi MMXII şarkılarından Doğmadan Önce’ye geldi. Bu şarkı sırasında ve sonraki G.S.T.K.P sırasında kulise gidip gelmek durumunda kaldığım için bu kısımları kısa kesiyorum. Ama uzaktan da olsa keyif almıştım tabii dinlemekten.

Pentagram Harbiye Açıkhava konseri - Seyirciler

Alana geri dönerken Murat İlkan, Dark Is The Sunlight’ı anons etti ve ben sahne önüne geçip kalan şarkıları orada dinlemeye karar verdim. Dark Is the Sunlight çalındıktan sonra sıra öyle bir şeye geldi ki!.. Ogün Sanlısoy şarkıyı “25 senedir çalmıyoruz, en son burda çaldık.” dediğinde Trail Blazer’dan olduğunu zaten anlamak zor değildi ve Brain On The Wall çalındı. Bu şarkı için söyleyebileceğim en sade ve net cümle şu olur; “Akustik halde açık ara en iyi şekilde düzenlenen şarkı.” Kesinlikle muhteşemdi ve Ogün Sanlısoy’un armonika solosu olaya apayrı bir renk kattı. Nakarat kısmında sahnedeki tüm üyelerin yüzündeki keyfi görmenizi isterdim. Rüya gibi birkaç dakikaydı ve konser sonu kimi gördüysem bu yaşadığım keyif için teşekkür ettim. Bu şarkı biter bitmez biraz egzersiz falan yaptım, çünkü yine bağırmaktan belim kopacaktı. Evet, Lions In A Cage çalındı ve ses tellerimi birkaç saatliğine telef etmeyi bu şarkı esnasında başardım, artık rahattım. Tek sıkıntı sıradaki parça Şeytan Bunun Neresinde için bağıracak derman kalmamıştı, seyirciye bırakılan kısımlarda imkanları zorladım tabii. Bu şarkıyı akustik olarak ilk kez canlı dinlediğimde gözlerimin doluşunu asla unutamam, iyi ki varsın be Pentagram!

Pentagram Harbiye Açıkhava Konseri - Selfie

Artık konserin sonları geliyordu ve tezahüratlar yine “Bir, Bir, Bir” diye duyuluyordu. Bu sırada Pentagram, Bir’i çalmaya başladı ve ardından Sonsuz ile noktayı koydular. Demir Demirkan’ın grup üyelerini tek tek anons edişi süperdi, sonra Hakan Utangaç’ın Demir Demirkan’ı anons edişi daha da süperdi. Grup alkışlarla sahneyi terk edip sonra bis için geri geldi. Normalde sadece Gündüz Gece çalınacaktı fakat seyircinin ısrarına dayanılamayınca iki şarkı daha çalındı ve konser bitti. Hakan Utangaç tarafından beşinci kez pena armağanı almanın da haklı gurur ve mutluluğuyla konser sonu kulisteki partiye doğru yol aldık. Partide tüm grup üyelerine ve ekipteki dostlara teşekkürler edip görüştükten sonra gecenin bir yarısı Harbiye Açıkhava’dan ayrıldık. Benim için güzel bir konserden öte bütünüyle unutulmaz bir gün geride kaldı. Pentagram’ı elektrikli olarak tabii ki çok seviyoruz, o tartışılmaz ama akustik de ayrı bir yakıştı. Öyle ya da böyle, yaklaşık on senedir dinlemekten hiç bıkmadığım Pentagram’a bu konser için, önceki konserler için ve gelecek konserler için büyük teşekkürler, iyi ki varsınız!

Yazan: Erkin Can Seyhan

 Fotoğraflar: Oğuzhan Ardahan

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.