Röportaj: SUBVOID ile yeni albümü Pareidolia’yı konuştuk

245
0
Paylaş:

Yeni jenerasyonun en umut veren prodüktörlerinden Subvoid (Doğaç Tunalıoğlu) ile yeni albümü Pareidolia üzerine konuştuk.

Selam Doğaç, naber nasılsın? Post-covid nasıl geçiyor?

Merhaba! Covid döneminin yorgunluğunu ve stresini albümün çıkışıyla birlikte yavaş yavaş üzerimden atıyor gibiyim. Kısa bir paydos döneminden sonra tam gaz devam. Yapacak çok iş var.


Pareidolia’nın yaratım süreci hakkında bilgi verir misin biraz?

Takıntılı bir çalışma huyum var. Uzun süre ara verdiğimde köreliyorum, bu sebepten dolayı ilk albümüm Voidworks’ü finalize ederken Pareidolia’nın üzerinde de çalışmaya başlamıştım.

Bu albümün yapımı iki yıla yakın sürdü. Sayısız uykusuz gece ve litrelerce kahve eşliğinde.

Albümün konsepti cyberpunk distopyadan, 80’ler Hollywood’una, Carpenter-esk korkuya ve tabii industrial ve progresifin çarpıştığı bir müzikal altyapıya dayanıyor. Hem çok karanlık hem de “white noise” seviyesinde apaydınlık bir sound. İlham kaynakların hakkında bilgi verir misin biraz?

Zor bir soru. Pareidolia’nın şu zamana kadar dinlediğim ve sevdiğim her şeyin kendi filtremden geçmiş bir sentezi olduğunu düşünüyorum. Albümdeki ani janr değişimleri ve geniş bir sound yelpazesi kullanımının da bunun bir sonucu olduğunu söyleyebilirim. Benim gözümde bu durum şarkıların kimliğinin yaratılmasında büyük bir rol oynuyor. Voiceprint,”The Cure-esque” bölümleriyle buna en iyi örnek olabilir.

İlk LP’in Voidworks çok daha IDM ve hatta ambient diyebileceğimiz bir sound’a sahipken, Pareidolia aman vermeyen progresif bir altyapıya sahip. Müzikal yöneliminin bu şekilde seyretmesinin nedenini nasıl tanımlarsın?

Albüm konsept olarak paranormal ve psikolojik konuları işliyor. Bu konuların ağırlığı ve derinliğinin albümün sound’unda büyük etkisi var. Gergin ve rahatsız edici sesler, “found footage” ses kayıtları, aynı anda hem açık, hem de klostrofobik hissettirebilen atmosferler. Bütün bu saydıklarım, dinleyiciyi yarattığım dünyanın içine iyice çekebilmek adına.

Pareidolia’nın en dikkat çekici özelliği inanılmaz bir işçiliğe sahip katmanlı yapısı. “Layerlarca…” diyebileceğimiz bir emek söz konusu. Parçalar dinledikçe açılıyor da diyebiliriz. Kreatif süreçler senin için nasıl işliyor?

Karman çorman :) uzun ve zorlu bir süreçten bahsediyoruz. Bu seviyede 13 parçalık bir albümü tek başıma yüklenmek büyük delilikti. Beni bu stresin içinde ayakta tutan şey, yapacak ve yapıyor olduğum müziği gerçekten yapmak istememdi. Adeta bir kitap veya bir film senaryosu yazarmışçasına konuları oluşturmamla başladı tüm proje. Yazdığım müzik, bu konu ve senaryolara adeta fiziksel bir beden verip onu hayata geçirmek gibiydi.

Bu dönemde duyduğum bir cümle; “Music is sound organized in time”, tüm kreatif süreçleri şekillendirdi. Akor ve armoni yerine “timing” ve groove’lara dikkat edilerek aranje edilmiş parçalar yapmaya başladım. “Null” bu prodüksiyon sürecinin en klasik örneği.

Bu çalışma biçiminin, ritmik kaosun içine yerleştirmeye çalıştığım armonilerin, albüme ruhunu veren şey olduğunu söyleyebilirim.

Albümde kimlerle çalıştın? Kullandığın ekipman hakkında bilgi verir misin biraz?

Bu albümde de, Voidworks’te de olduğu gibi, Sails of Serenity’den Alter Güven (davul) ile çalıştım. Parçalar bu sefer ritim ve groove odaklı olduğundan, davul yazımı daha da önemliydi. Alter’le birlikte davul konusunda gayet leziz bir sonuç elde ettiğimizi düşünüyorum.

Bunun dışında iki parçada collab olarak katkıda bulunan Cetacea ve Metehan Tunçbilek var.

Ekipman olarak ise, albümün yıldızlarının Modular Moog setup’ım ve Moog Subsequent 37 synthesizer olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim.

Pareidolia’yı enstrümantal olarak yayınladın ama galiba şimdi vokal versiyonu gibi bir planın da var değil mi? Metehan Tunçbilek ile olan Reanimate aslında bu versiyon için gayet fikir veriyor bizlere. Çok çok acayip bir şeyle karşılaşacağız.

Bu haberi de ilk kez Paslanmaz’a vermiş olayım :) Mert Papik (Travma), Subvoid’e katılmış bulunmakta. Pareidolia, umarım bu sene içerisinde, Mert Papik vokalde olmak üzere tekrar yayınlanacak.

Pareidolia’yı live set olarak dinleme gibi bir şansımız olur mu? Daha doğrusu böyle bir hayalin var mı?

Mert’in de bana katılmasıyla birlikte buna kesin olarak evet cevabı verebilirim. Ne zaman bilemiyorum, ama ileride kesinlikle böyle bir planım var.

Önümüzdeki dönemde kafandaki projelerle ilgili ipuçları alabilir miyiz senden?

Şu an için önceliğimin Pareidolia’nın vokal versiyonu olmasıyla birlikte, aynı anda bir sonraki EP veya albümün üzerinde çalışıyor olduğumu da söyleyebilirim.

Subvoid Patreon: https://www.patreon.com/subvoid

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.