Neue! Step Festivali Konseri Öncesi DOUGLAS DARE ile Röportaj

5795
0
Paylaş:
douglas dare - paslanmaz kalem

Zarif piyano altyapıları üzerinde kırılgan ama kararlı, hüzünlü ama sevgili dolu vokaliyle hikâyeler anlatan, sevdiğimiz solo müzisyen Douglas Dare 24 Eylül 2019’da Neue! Step sonbahar festivali kapsamında Zorlu PSM’de. İstanbul konseri öncesi genç müzisyenle yeni albümü hakkında kısa bir röportaj yaptık.

 

Sanırız ki yeni albümün üzerinde çalışıyorsundur. Eğer öyleyse, bize hakkında biraz bilgi verir misin? Ve 2016 yılına ait albümün “Aforger”ın problemli bir miksleme dönemi geçirdiğini hatırlarsak, aynı süreçten yine mi geçeceksin? Ayrıca “Whelm” ve “Aforger”daki farklı aranjman metotlarına nazaran, bu albümdeki düzenleme stilinden de bahseder misin?

douglas dare 2 - paslanmaz kalemEvet, yeni albümü bitirdim ve hepinize dinletmek için sabırsızlanıyorum. “Aforger”ı kaydederken çok zorlandığım konusunda haklısın ama sonuçtan çok mutluydum. Sonraki albümümü başka bir şekilde kaydetmek istediğimden emindim. Elimdeki malzemeye yönelik heyecanımı yitirmemek ve bunu da dinleyiciye yansıtmak istediğim için kısa bir sürede kaydetmeyi diliyordum. İki haftadan kısa bir sürede kaydettik –ki bu benim için mükemmeldi. Ayrıca düzenlemeleri de hafifletmek istiyordum: “Aforger”da aşağı yukarı 25 kişi vardı. Bu yeni albümde ise tek başımayım. Tarz çok daha farklı ama dinleyicilerimin seveceğinden eminim.

Yaptığım müzik röportajlarında neredeyse hiçbir zaman sanatçıların özel hayatlarına girmem ama konu kişisel yaşamları sanatlarına sirayet etmiş müzisyenler olduğu zaman, biz dinleyiciler bazen merakımıza yenik düşeriz… Özellikle de sanatçı kendi kanını ve canını işlerine kattığı zaman. “Aforger”daki “Oh Father”dan bahsediyorum. Eski röportajlarından, babanın senin cinsel yönelimini hoş karşılamadığını öğrenmiştik; peki artık aranız düzeldi mi? Kişisel olarak, bu parçanın en donuk kalbin dahi buzunu kıracak güçte olduğunu düşünüyorum.

Nazik sözlerin için teşekkür ederim. Bu şarkının birçok kişiye kimliklerini açıklamak konusunda yardımcı olduğunu biliyorum. Bunu biliyor olmak harika bir şey. Bu şarkı yayımlanmadan önce babamla aramın düzelmesi benim için çok önemliydi. Albüm yayımlanmadan önce parçayı ona çaldım. O da bana, şarkıdaki “Evet, seni her zaman seveceğim,” mısrasını tekrar etti. Yeni albümümde çok daha fazla kişisel hikâye var ve kişisel deneyimleri ne kadar farklı olursa olsun herkesin onda kendinden bir şeyler bulabileceğini umut ediyorum.

Zaman geçtikçe, müziğinde ifşa ettiğin duyguları daha iyi benimser bir hale geldin mi? Bu sorum, ikinci albümünün birinci albüme göre daha kişisel olmasına dayalı gözlemimle ilgili.

Evet, ilk albümüm “Whelm”de kişisel deneyimlerim hakkında yazabilecek kadar kendimi olgun hissetmiyordum. Kaldı ki bu yüzden oradaki şarkılar başkalarının perspektiflerinden hikâyelerdi. “Aforger”da ise daha fazla kişisel öykü varken, üçüncü albümüm sadece bunlardan oluşmakta. Bariz bir şekilde, hem sanatçı olarak hem de bir insan olarak olgunlaştım.

Genişleyen dinleyici kitlenin yaratıcılığın ya da performansının üzerinde etkisi olduğunu düşünüyor musun? Buradaki amaç artık şarkılarını dinleyicilerin için mi yazıyorsun gibi bir şey sormak değil; daha çok, bilinçaltı bir seviyede bunun bir etkisinin olup olmadığını anlamak.

Bir etki mutlaka vardır ama buna çok takılmamaya çalışıyorum çünkü bütün dinleyiciler samimi ve hakiki olan şeyleri dinlemek ister. Bazen söylemek istediğim şey konusunda odağımı belirlemekte zorlandım ama eğer bir şarkı doğru değilse, onu kullanmayı bırakırım ve yeniden denerim. Yakın zamanda yazdıklarımdan ise çok mutluyum.

 

Bugünlerdeki ilham kaynakların neler? Janrının dışında kalan müzikler de dinliyor musun?

Tabii ki. Hatta dinlediğim müziğin çoğunun kendi janrımın dışında olduğunu söyleyebilirim. Cleo Laine ve Chet Baker’dan bolca eski cazın yanında, Robyn ve Lizzo’dan pop da dinliyorum. Sophie ve Arca’dan da elektronik müzik… Liste uzar gider.

Son olarak da favori PJ Harvey albümünü söyler misin? Ben bütün albümlerinden keyif alıyorum ve sadece birkaçında şarkı atlıyorum. Ama “Stories from the City, Stories from the Sea” kesinlikle bir şaheser. Onu baştan sona dinlemeden geçemiyorum.

Evet, “Stories from the City, Stories from the Sea” benim de favorilerimden biri ama benim için şaheser olan “Let England Shake”. Oradaki tüm parçaları ve B-sideları seviyorum. Ayrıca “White Chalk”un da kalbimdeki yeri ayrıdır.

Paylaş:

NELER OLUYOR?

PASLANMAZ KALEM
12 YAŞINDA!

Mart 2024'de 12 yaşına bastık! Yeni yaşımızda daha çok içerik üretmek için durmadan çalışıyoruz. Güncel içeriklerimizden anında haberdar olmak için sosyal medya hesaplarımızı takip edebilir ve Youtube kanalımıza abone olabilirsiniz. Dilerseniz bizi Patreon'dan da destekleyebilirsiniz.