QUEEN – En İyi 10 Şarkı
3) Under Pressure
Doğu Yücel:
Under Pressure ilk olarak Queen ile David Bowie’nin ortak çalışması olarak 1981’de single olarak yayımlandı. Daha sonra şarkıya 1982’de “Hot Space” albümünde de yer verdiler. “Hot Space” albümü genel olarak Queen’in en kötü albümü olarak gösterilse de popüler müzik tarihi açısından kırılma noktalarından biri olmuştur. Michael Jackson “Thriller”ı yaparken bu albümden esinlendiğini açıklamıştır mesela. İşte o nefret edilen devrimci albümün öncülü diyebiliriz ‘Under Pressure’ için. Bu şarkıyı her dinlediğimde şöyle düşünürüm: 4 dakikaya ancak bu kadar deha sığabilir! John Deacon’ın efsanevi bas partisyonu ile başlar şarkı. Bu basit partisyon bile şarkıyı hit yapabilirdi. (Ki bu teorinin gerçek olduğu Vanilla Ice’ın sadece bu partisyon üzerine kurduğu ‘Ice Ice Baby’nin başarısıyla 9 sene sonra kanıtlanacaktı!) Ama Queen tek partisyona, üç akora falan yaslanan bir grup olmadı asla. En kısa hitleri bile çaktırmayan şekilde progresif bir yapıya sahiptir. Under Pressure’ı incelediğinizde, her enstrümanın ilerleyişine baktığınızda bunu görebilirsiniz. Ve tabii vokaller! Gelmiş geçmiş en büyük rock vokalisti ile en yaratıcı vizyonerin kendi standartlarını bile aştıkları tarzlar ve türler üstü bir gösteri ‘Under Pressure’.
Mert Yıldız:
Kendini baştan yaratma konusunda Bowie’nin üzerine sanatçı yoktur. Queen de 1970’lerin ikinci yarısında, çehresi tamamen değişen Rock müzik ortamında statüsünü korumak adına yeni yollar aramaya girişmişti. Ancak bu konuda maalesef Bowie kadar başarılı değildiler. Punk gelmiş, bundan güç bulan NME gibi basın organları Queen’e sağlı sollu girişmeye başlamıştı. “Jazz” albümünün aldığı korkunç tepkilerden bunalan grup, “The Game” ile daha kolay dinlenilebilir kanallara girmeye karar verdi. Bu albüm de pek iyi tepkiler toplamadı amma ve lakin ‘Another One Bites The Dust’ isimli Funky John Deacon bestesi, gruba devasa bir hit kazandırdı. E Freddie Mercury o dönem zaten Mineshaft gibi ekstrem gay S&M klüplerinden çıkmıyor, Deacon ile el ele vererek Roger Taylor ve Brian May’e posta koydular: “Siz hit yaratamıyorsunuz, hitleri biz yaratıyoruz, bu yüzden de albüm bizim istediğimiz gibi olacak.”
“Hot Space” Queen tarihinin en radikal ve tartışmalı albümüdür. Albümün A yüzü tamamen dans edilebilir parçalardan oluşur ve Queen fanları bu değişim karşısında çılgına dönerler. Araya 35 senelik bir mesafe girdikten sonra rahatça söyleyebilirim ki, harika bir A yüzüdür bu. Nefret edilen ‘Body Language’ parçası da bir başyapıttır. Diğer yandan bir de B kısmı vardır albümün ve bu kısımda “The Game” albümünün devamı olan, daha “normal” parçalara yer verilir.
Albümün uzun yıllar boyunca “namusunu kurtaran” parça ise hep ‘Under Pressure’ olmuştur. Bowie ile albüm kayıtları esnasında şans eseri karşılaşan Queen, ekselanslarını stüdyoya davet eder. Adeta doğaçlama biçimde çıkarırlar bu parçayı ortaya. Anlık bir beyin fırtınasıyla üretildiği o kadar bellidir ki, Freddie Mercury bazı bölümlerde “daha sonra lirik yazarım” düşüncesiyle anlamsız sözcüklerle vokal melodileri kaydetmiş, daha sonra bunları olduğu gibi bırakmaya karar vermiştir. Ve diğer taraftan böyle anlık beyin fırtınasıyla oluşturulan bir beste de ancak bu kadar güçlü olabilir. Bir noktada Bowie, Queen’in taşkınlığını dizginlemiş ve grubu, şarkının duygusal hedefine yöneltmiştir. Böylece doğrultusuz başlayan parça, Freddie Mercury’nin akıl almaz vokali ile aniden şaha kalkar ve Bowie’nin duygu yüklü sesi ile hiç beklenmedik bir coşkun finale bağlanır. Hiçbir enstrümanın bir diğerinin önüne geçmediği, hiçbir egonun bir diğerini ezmediği ender bir Queen şarkısıdır ‘Under Pressure.’ İster istemez insanın aklına şu soruyu getirir: “Acaba Queen gerçek bir prodüktör ile çalışsaydı neler olurdu?”
